*
Yine üzerimde kot pantolonlarımdan biri , üzerimde rahat çizgili gömleğimle mağazalara, vitrinlere bakınarak dolaştım; havanın sıcaklığından ve yoğun kalabalıktan bunalarak.
*
Bir ara gözüm, hemen yanımda yürümekte olan hanıma takıldı.
''Aaaa ne tesadüf '' dedim. Bluzlarımız aynıydı. Olabilir, bunda çok da garipsenecek bir durum yoktu benim açımdan. Nereden aldığını biliyordum, o kadar. Magazin programlarında aynı giysi içerisindeki sanatçıların asabi halleri gözümün önüne geldi; ''Ne kadar abartıyorlar'' dedim kendi kendime. Bu ahval ve şeraitin bir de adı vardı onların dilinde:Pişti olmak.
''Aaaa ne tesadüf '' dedim. Bluzlarımız aynıydı. Olabilir, bunda çok da garipsenecek bir durum yoktu benim açımdan. Nereden aldığını biliyordum, o kadar. Magazin programlarında aynı giysi içerisindeki sanatçıların asabi halleri gözümün önüne geldi; ''Ne kadar abartıyorlar'' dedim kendi kendime. Bu ahval ve şeraitin bir de adı vardı onların dilinde:Pişti olmak.
*
İlerleyen saatler içerisinde ben de sıcaktan iyice pişmiş ve bayırları yere paralel bir vaziyette çıkar hale gelmiştim. Alacaklarımı almış, bulacaklarımı bulmuş fakat yorgunluğum hat safhaya ulaşmıştı. Alış-veriş mahallim Kadıköy'dü ve malum boğamızın bulunduğu meydana gelip, kafamı kaldırdığım anda, en üstteki görüntünün neredeyse birebirini yaşadığım iğrenç bir durumla karşılaştım. Sanki biri bize çağrı yapmıştı:''Hepiniz çizgili bluzlarınızı giyip boğanın önünde toplaşın'' kabilinden. Gözlerim karardı, midem bulandı. Böyle birşey olamazdı.
*
Yorgunluk mu kalır bende. En hızlı adımlarla toplantı yerinden ayrılıp, önüme çıkan ilk toplu taşıma aracına binerek bluzdaşlarımdan uzaklaştım. Eve gelir gelmez O'nu gardrobumun kışlık bölümüne astım.Hiç değilse bir süre gözüm görmesin.
*
Bunun adı jokerli pişti olma mı? :-(((
*
Sağlık ve huzur dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder