Birbirinden güzel eserlerimizi hep bestekârlarıyla tanırız. Güftenin de, beste kadar değerli olduğunu gözardı ederiz.
''Bu güzel hüzzam eserin bestekârı kim? '' desem ''Aaaa aşkolsun tabii ki Şerif İçli '' diyen çok olur. Peki ''Ya güfte yazarı?'' '' Şey, mey, hık, mık'' duyuyorum, duyuyorum, inkâr etmeyin.
Güftekârı : Selim Aru.
Kimdir Selim Aru?1910-1986 yılları arasında yaşamış söz yazarımız(bugünün söyleyişiyle). Robert College mezunu. Atatürk'ün son iki yılında kâtiplik görevini üstlenmiş, büyük bestekâr Selahaddin Pınar , Todori'nin meyhanesinde son nefesini verirken yine yanıbaşındakilerden biriymiş.
Selim Aru'nun, hatırladıkça gözlerini yaşartan ilginç bir de anısı var:
Robert College ikinci sınıfı okurken babasını kaybeden güftekârımız, maddi durumu iyi olmayan amcasının çabalarıyla okulunu tamamlayabilmiş. Amcası, hiç kimseye haber vermeden, Mısır Çarşısı'nda bir toptancının yanında çırak olarak çalışıp okul taksitlerini ödemiş. Bu durumu görüp O'na haber veren arkadaşlarının sözlerine inanmayan Aru, kendi gözleriyle gördüğü manzaradan büyük üzüntü duymuş.
*Bir dert gibi akşam, suların koynuna indi.
*Bitmez tükenmez bu dert, ömür diyorlar buna.
*Baharda bu yıl bir melâl var, hüzün gibi.
*Gönül durup dururken bir güle uçtu... ve daha birçok güfte.
Nur içinde yatsın.
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.