25 Eylül 2012 Salı
ORTAYA KARIŞIK
A Dostlar, ben bu bilgisayarı atayım mı, satayım mı bilemiyorum? Eylül ayı bitmeden bir yazı daha karalayıvereyim demiştim ama, belki de sinirlenip yarım bırakacağım. Oğlumdan kalma (dünya tersine dönüyor) eski bir bilgisayarın, değil bilgi beni bile saymaz tavırlarıyla, tafralarıyla uğraşıp duruyorum.
San'at Güneşimiz ZEKİ MÜREN'in ölüm yıldönümü nedeniyle bir güzel şarkısını da ekleyerek anmak istemiştim, beceremedim. Ekran dondu kaldı.:( Zaten bu yazı bittiğinde gün bile değişmiş olacak. Değil gün belki de ay değişmiş olacak.
Neyse, hazır yazabiliyorken elimi çabuk tutayım. Şeytan kulağına kurşun şimdilik iyi gidiyor. Eveeet, ORTAYA KARIŞIK'ın açılımı şudur ki; Anneannem ve minibüs sevdam karışımı...
Rahmetli Anneannem (inşallah bu gece rüyamda beni fazla hırpalamaz) bütün yaşlılar gibi birazcık parasına, puluna düşkün bir insandı. Cin gibi çalışan aklı, para- pul söz konusu olunca teklerdi. Sıcak yaz günleri bonkör bir edayla beni yanına çağırır'' Ramis guzzum, al şu parayı (bu günün 1.TL si) hepimize dondurma al gel'' derdi. Ben ''Ama, ama...'' diye itiraz etmeye çalışırken Anneciğim kaşıyla gözüyle beni susturur, üstünü kendisi tamamlayarak Anneannemin jestini gizlice desteklerdi. En büyük eğlencemiz de '' Anneanneciğim kesene bereket... '' tarzı sözcüklerle içimizde patlamaya hazır kahkahalarımızı gizlemeye çalışmaktı.
İçimdeki ilk sabır tohumlarının ekilmesine katkısı büyük Anneanneciğim, bir yere gitmek istediği zaman, beni yoldaş seçerdi. Çok ağır yürür, aksayan ayağını dinlendirmek için sık sık dururdu.
İşte yine böyle günlerden birinde, Teyzemlere gitmek üzere yola çıktık. Fındıkzade yokuşunu güç belâ katettik ve minibüse ulaştık. O tarihte on- onbir yaşlarındayım ve her görenin ''Aaa sen ne kadar büyümüşsün'' dediği serpilme çağındayım.(Bu açıklama ahvalimi anlatmak için gerekliydi.) Sevgili Anneanneciğim, oturur oturmaz o ağrıyan romatizmalı bacaklarının üzerine yani kucağına beni oturtmaya çalışmaz mı? Sebep? Tek kişilik ücret ödemek. İtiraz etsem, edemem. Oturmaya kalksam oturamam. Deve kuşu gibi kaldım mı ayakta? Üstüne üstlük dikiz aynasından pis pis bakan şöförün mır mır mır söylenmesine verecek yanıt bulamadan: '' Kazık kadar kızı kucağına oturtmuş... '' Ben, çizgi film kahramanlarına taş çıkartır bir vaziyette, dizlerimin bağı çözülmüş, oturmakla ayakta durmak arası 2. şube işkencesi kıvamında ve ineceğimiz yere bir an evvel gelmenin niyazındayım. Ooooh Canım Anneanneciğimin nasıl olsa kulakları duymuyor, tuzunu kurutmuş yanındakilerle sohbet ede ede gidiyor.
O gün minibüsten indiğimizde ben Anneannemden çok daha kötü iki bacağa sahiptim. Adeta ayaklarım yan basiyrdi.
*********
Canım Asu'cuğum, bana stand-up gibi tekrar tekrar anlattırıp güldüğünüz bu anı, inşallah seni o günki kadar güldürebilmiştir. Bu günlerde buna çoook ihtiyacın var.:-))
Hepinize sağlık ve huzur diliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yeni yorumlara izin verilmiyor.