12 Kasım 2010 Cuma

Yaşam


Duydum ki blogum bana küsmüş, haksız da değil hani. Bir kutu lokumla gönlünü almaya geldim.
*
Bugün yaşama dair birşeyler yazmak geliyor içimden: Her geçen gün biraz daha kirlenen toplumumuzdan ve eksilen insanlığımızdan. Karnındaki bebeğini hiçe sayarak yolun ortasında katledilen bir eşin akıl almaz dramı. Beş parçaya bölünmüş sevgilinin poşetlenmiş cesedinin farklı çöplüklere terkedilmesi. Kameralarla tesbit edilmiş yüzlerce trafik kazası. Bir aile fertlerinin evlerinde ölü bulunması . . .
*
Nereye gidiyoruz? Nedir bizi bu kadar gaddar ve acımasız yapan? Sevgi, saygı beklerken nedir bunca kin, hırs? Cinnet mi geçiriyoruz?
*
Yine cumartesi, pazar telaşı sardı bizi. Sokağımıza o pis suratlı çocuklar, yanlarında kocaman köpekleriyle gelip zavallı kedileri parçalamaları için peşlerinden koşturacaklar. Şimdiden çeteleşen bu çocukların eline mi emanet edeceğiz ülkeyi. Yaşamımın hiç bir döneminde bu kadar karamsar olmadım.
*
Her kesimiyle, zıvanadan çıkmış bir toplum görüntüsü sergiliyoruz. Tarihteki örneklerine bakarsak; aslımıza ve özümüze dönmemiz için bize bir felaket gerekiyor.
*
Sevgili blogum, şimdi anladın mı uzun zamandır neden yazmadığımı? Oysa ben sana hep güzelliklerden bahsetmek isterdim. Ama yok yok yok. Ne yana dönsem çirkinlikler görüyorum.Bu kadarı da olmaz ya.
*

Hiç yorum yok: