9 Ağustos 2012 Perşembe

İLK KARŞILAŞMA


Yaş 4,

Adıyaman'dan İstanbul'a uzanan eğlenceli Kara Tren yolculuğumuzun ardında kocaman bir de merak var: ANNEANNEM.

İçinde anne sözcüğü geçen her şarkıyla sessiz sessiz ağlayan Anne'ciğimin Anne'ciğini ilk defa görmenin heyecanını yaşıyorum. Hasret, özlem nedir bilmediğim o güzelim yaşlarımda, merakla bi hayli içli-dışlıyım. 

Tahta çitlerin ardındaki bahçeli, şirin, tek katlı evin kapısında beliren, çıtı-pıtı desenli entarisi ve masallardaki NİNE (Anneanem) siluetiyle Anne'ciğimin vuslat sahnesini asla unutmayacağım.

Çocuk hafızamın, utanmasa beni doğduğum güne kadar götüreceğini zaman zaman yinelerim. Bu Allah'ın bana bir lutfu olsa gerek de derim hemen ardından.Sevgili büyüklerim, eskiye dair detayları oldum bittim hep bana sorarlar. Bir çaydanlığın üzerindeki motiflere kadar anlatabilirim.

Konuyu dağıtmayalım...

Anneanneciğim'in yanına oturup ilk yüzüne baktığımda gördüğüm, gözünün üzerindeki kuru üzüm görünümündeki fazlalıktı. Sorumu; 'BEN' diye yanıtlayınca çok şaşırmıştım. Ben, sen, o... dan başka ben tanımayan ben, o küçücük et parçasında anneannemi aramaya koyulmuştum. Kelime haznem böyle böyle zenginleşti.

Önceleri konuşmasını anlamakta zorluk çektim. Benim bildiğim bir tane 'N' harfi varken O'nun 'N' leri çok zengindi. Cümle sonlarında hızını alamamışcasına bir coşku vardı.'Geliyor' yerine 'Geliyoruru' gibi eklemeler yapıyordu. Bu da benim çok hoşuma gidiyordu. 

Anneannem'le başlayan bir akraba furyası bana 'RAMİS' gibi, saçmaca ve de kısaltmaca bir isim koymuşlardı. On sekiz yaşımı doldurmadığım için sineye çekmek zorunda kaldım. RAMİSSSSSSSS
Halâ zaman zaman bu ünlemeler bir yerlerden kulağıma gelir.

Evet, Anneannem'le tanışmam ve ilk karşılaşmam böyle olmuştu.


--------->


 Devam edecek.