5 Aralık 2009 Cumartesi

Geldi Aralık ayı


Bu demektir ki; bir yaş daha büyüyorum. Gülmeyin; sizleri bilmem ama ben büyümeye devam ediyorum ve edeceğim. Her yıl yaşama dair yeni yeni şeyler öğrenmek büyümek değildir de nedir? Oysa ki yaşlanmak; öğrenecek şeyi kalmadığını zannedip, geri kalan ömrünü tükenerek geçirmeyi yeğleyen insanların benimsediği kolay ve köhne bir duygudur. Hiç işime gelmez.
.
Bugün geçmişteki benle azıcık dalga geçmek istiyorum: Birkaç yıl öncesine kadar Aralık ayı, benim için ''gerilim ayı'' idi. Aralığın ilk günü itibarı ile bir telaş kaplardı içimi ve otuzbir gün sürerdi. Neredeyse kanepelerin koltukların altında, hurçların içinde arar dururdum biten yılı. Allahım, nereye gitti koca yıl. Tüh, daha dün gibi yılbaşıydı. Vah vah vah, ne çabuk geçti onik ay. Dur bi dur, bu ne tasa, bu ne gam. Ne güzel işte. Yara, bere almadan sular seller gibi yaşamış bitirmişsin bir yılı. Darısı yenisinin başına. Ne bekliyordun ki; başından talih kuşlarının birinin kalkıp birinin konmasını mı?
.
Artık, o eski aralık sendromlarımın bir şımarıklıktan ibaret olduğunu biliyor, bu nedenle yeni yıla daha huzurlu giriyorum. Sevdiklerimle ve sevenlerimle aynı duygu ve güzellikleri paylaşmanın bir monotonluk, yaşamımı oluşturan tekrarların bir tekdüzelik değil yaşamımın vazgeçemeyeceğim temposu olduğunu görebiliyorum.
.
Diyorum ya halâ büyümeye devam ediyorum.
.
Hepinize sağlık ve huzur diliyorum.

2 yorum: