29 Haziran 2009 Pazartesi

Biz bunu hep yapıyoruz


Güzel yurdumun piliciyle ünlü(gerçek anlamda) şirin bir ilçesinde karşıma çıkıverdi bu yazı. Lokanta, çay bahçesi karışımı bu yerde karnımızı doyurup çevremizi kolaçan etmeye başlamıştık ki...
.
Gördüğünüz gibi; yazım kurallarını ezip geçmenin yanı sıra esprili bir dil kullanmaktan geri kalmayan patron, o gün-bugün derken ne de güzel anlatmış niyetini. Gülümserken düşündürüyor da.
.
Aslında günlük yaşamımızda bu ifadenin benzerleriyle sıkça karşılaşırız:
''Olsa dükkân senin'' lâfı, olmadığı için cömertçe dile getirilir. Dükkân sahibi arkadaşların ''Bak artık bir dükkânım var, ne istersen alabilirsin'' dediği görülmüş müdür? ''Düğününde kalburla su taşıyacağım'' sözü de insanı ne kadar mutlu eder. Oysa hiç de gerçekçi değildir. Onun yerine ''Sen evlen buzdolabını ben alacağım'' demek daha mantıklı değil midir? Yoook, bağlayıcı bir söz sıkıntı yaratır. En iyisi kalburla su taşımak.
.
Bir çay bahçesi yazısından nerelere geldik. Kimbilir daha ne örnekler çıkar. İnsanoğlunun doğasında var herhalde. Vermeyeceklerini veriyormuş gibi, yapmayacaklarını yapıyormuş gibi... yaparak, karşısındakinden anlık sevgi, dostluk, hatta minnet çalmak. Bu da bir başka tatmin yolu olsa gerek.
.
Sağlık ve huzur dileklerimle.

1 yorum:

  1. maalesef insanoğlu böyledir
    beyaz eşya tükanında tabi dükkan senin zor da bir kuruyemişçi açsam eşe dosta avuçla kaju ikram ederim
    ama beklentiler yüksek olunca üzülürüm
    ben dükkan açıcam sen gelicen eee hani bana güzellik
    adama sorarlar: NEDEN?

    YanıtlaSil