13 Haziran 2012 Çarşamba

BİRAZ DA TÜRKÜ DİYORUM





Yola çıkış nedenim, ilk göz ağrım Türk San'at Müziğinden sonra, sıra geldi Türk Halk Müziğine. Evet Sevgili Dostlar, önemli kararlar arifesindeyim. İçimden türkü çığırmak geliyor; en yanığından en hareketlisine.


Galiba bu bir süreç. Hani ,yemeğe çorbayla başlayıp, ardından yahni-pilav yemek gibi. TSM çorba, THM  ana yemek. Bu işin salatası, tatlısı ne olur bilemem?  Allah ömür verirse zamanı geldiğinde onları da görürüz.


Ancak, ne var ki THM henüz çok da yaygın değil. Onca türkü bara rağmen, öğrenme ortamı pek yok. Ya da saati bana uygun değil. İnşallah uygun bir yer bulurum.


Niye bunları yazıyorum. Elbette sizleri heveslendirmek için. Daha oturuyoonuz mu?
Korkmayın, bülbül gibi şakımanız gerekmiyor. Balık gibi ağzınızı açıp kapayın yeter. Benim gibi, ilköğretim talebesiymişcesine işi ciddiye almanız da gerekmiyor. Ara sıra, canınız sıkıldıkça da gidebilirsiniz. Yeter ki konser kıyafetinizi ilk gününden alın ve konsere kadar gidebildiğiniz kadar gidin kâfi. Hatta, ağzınız biraz lâf yapıp, öğreten kişinin peşinde gölge gibi dolaşırsanız kesin bir de solo kaparsınız. Ele güne bundan güzel hava mı olur?


Evlerde kabul günleri kalktı artık. Nasılsa hazır saz, bol dedikodu. Bu anlayışla yola çıkan ev hanımları ve emekliler sayesinde İstanbul'un sadece Anadolu yakasında yüze yakın koro var. Yazık; hepsinde, bir elin parmağını geçmeyen erkek koristler seslerini duyurabilmek için can hıraş bağırma çabasında. Her biri cumhuriyet altını değerinde. (Katıldığım toplulukları tenzih ederim)





Neticede, toplum olarak rahatlamaya ihtiyacımız var. Bireysel anlamda üstesinden gelemediğimiz sorunlar içerisindeyiz. Çare bulamadığımız, çözüm üretemediğimiz sorunlarımızı azaltmak için psikologlara gitmemize hiç gerek yok . Siz gelin bir de benim sözümü dinleyin.:-))



Sağlık - huzur ve müzik dolu günler dileğiyle.










Hiç yorum yok: