28 Aralık 2008 Pazar

Yeni yıla üç gün kala



Bugün sizlere evimizin en çevik ve nazlı kedisi Zeyna'yla Merhaba demek istiyorum.

Yazmaya başladığım ilk günden bu yana hep müzik dedim. Yaşamımız içindeki yerini, önemini kendi duygularımla dile getirmeye çalıştım. Bugün, yeni yıl üzerine birşeyler yazmak istiyorum.

Yeni yıl denilince nedense akla ilk, milli piyango bileti gelir. Rüyalarda görülen, fallarda benzetilen rakamları barındıran biletler büyük bir titizlikle bulunup alınır. Nimet Abla, Ahmet Amca, Dilber Hala..... Bayilerinin önünde yağmur, kar demeden uzun kuyruklar oluşturulur. Ve işte o an gelir: Bedelini ödediği bileti eline alan talihli adayının yüzündeki ifade... Adeta ''İşte bu'' der; hayatını değiştirecek rakamlar dizisini yakalamanın gizemli gülücüğüyle evinin yolu tutarken. Kuşların yoğun olduğu bölgelerden mümkün olduğunca yavaş geçilir. Hani başlarına bırakıverecekleri kısmet göstergesinden de nasiplenmek üzere.31 Aralık akşamına kadar hayra yorulan bir dizi rüya görülür. Sonuç belli.

Ekonomik krize karşın, alış-veriş merkezlerindeki yoğun kalabalık sanırım hiçbirimizin gözünden kaçmıyor. Sanki, insanoğlunun özel günlerde hizmete açtığı ek bir mide bölmesi var.
Buna da bir anlam veremiyorum.

Yılbaşı, elbette özel bir gün; ama manevi anlamda. Yaşamımıza ekleyeceğimiz yeni muhasebe defterimizin ilk sayfasını açmak gibi bir şey. Sağ tarafa kaydedeceğimiz artılarımız, sol tarafa kaydedeceğimiz eksilerimizden çok olur inşallah; kendimiz, ailemiz ve ülkemiz için.

Yeni yılda evimizin bereketli olması amacıyla, bazı inanışlara göre, aşure yapılmasının yarar sağladığı söylenilir. Bir başka inanışa göre de saat 24.00 de bir adet narın tepesine vurulmak suretiyle parçalanması o yıl yoksulluk çekilmeyeceği anlamına gelirmiş. Benden söylemesi.

Sağlık ve huzur dileklerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder