Bir tür akrabalarımız vardır. Kan bağına rağmen sevememişizdir, ısınamamışızdır onlara. Ama onlar arsız arsız bir yerlerde bulurlar bizi. Haber maber vermeden, teklif tekellüf bilmeden, çıkıp çıkıp gelirler.Kapıdan giremeseler pencereden girerler; bazen tek başına, bazen topluca.
.
Bu akrabalar, kışın yoktur ortada. En ufak bir seslerini bile duyamayız. Ne zaman havalar ısınır, işte o zaman burnumuzun dibinde biterler. Genelde sinir bozucu tiz bir sese sahiptirler ve ne dediklerini anlamamız olanaksızdır. Ama Allah için üzerimize titrerler. Bizlere yakın olmak için ellerinden geleni ardlarına koymazlar.
.

.
İşte, akrabalık ilişkilerinin su üstüne çıktığı saatler başlamıştır artık. Nasıl ? Sizde de var değil mi onlardan. İstediğiniz kadar inkâr edin. Onlar tiz sesleriyle, önce aranızda bir kan bağı olduğunu anlatacak, sonraaa aynı kanı taşıdığınızı kanıtlayabilmek için gerekeni yapacaklardır.
.
Ben bizimkilerden birinin profilden, artistik yakın çekim bir fotoğrafını yan tarafa koyuverdim. :-))))
.
Bu yazıyı okuyan tüm gerçek akrabalarımdan yüreklerini hoplattığım için özür dilerim.
.
Sivrisineksiz geceler hepimizin olsun.
.
Sağlık ve huzur dileklerimle.
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder