21 Mayıs 2009 Perşembe

Minibüs sevdam 1

Ne derseniz deyin seviyorum minibüsü. Beni gülümseten anılarımda çok büyük yeri var. Daha bugün bir yenisini ekledim:

Yine yollardaydım. Giderken otobüs, dönerken minibüsü tercih ettiğim ortalama birer saat süren düzenli yolculuklarımdan birini daha gerçekleştirdim. Dönüş yolunda bindiğim minibüsün şöförünün pardon kaptanının (bundan çok hoşlanıyorlar), elindeki telefona lâf, yolculara para üstü yetiştirerek en keskin manevraları gerçekleştirmesini yine hayretler içinde izledim. Hani biraz daha gayret etseler ayaklarıyla da halka çevirecekler.

Neyse, bir süre E5 karayolunda ilerledik. Sıcakkanlı yolcuların sıcak nefeslerinden bunalan kaptan, bir süre kapıları kapatmadan yola devam etti. Fakat o da ne? Gaipten gelircesine bir ses'' Minibüs, kapılarını kapat''. Görünmez bir polis otosu tarafından, ekolu bir mikrofonun ardındaki polisin yaptığı bu uyarı karşısında, kaptanımız başını kesik kesik sağa sola çevirerek sesin kaynağını bulmaya çalıştı. Sonra da çocuk gibi şirin şirin gülmeye başladı.

Az gittik, uz gittik, bu kez uzakta; gözle görülebilen bir polis otosu bizim kaptanı yine telaşlandırdı. Ayaktaki yolculara ''Polisleri geçinceye kadar azıcık koltuklara sıkışın'' talimatı verdi. Bunun üzerine, benim de oturduğum iki kişilik koltuğa iki hanım kendilerini atıverdi. Birini kucağımıza, birini yanımıza sığıştırdık. Beylerin bazıları Adıyaman halk oyunları ekibi gibi yerlere çömeldi, bir iki tanesi camlara yapıştı. Manzara müthişti. Böyle bir mozaik nerede görülmüş Allahaşkına. Yurdum insanı her koşula uyar.

Önümüzdeki günlerde yol anılarımdan kesitler sunmaya devam edeceğim. Umarım beğenirsiniz.

Sağlık ve huzur dileklerimle.

1 yorum:

  1. böyle bir anlamlı kollektif davranışı daha önemli toplumsal olaylarda göstermeyen güzide türk halkına teesüfü bir borç bilirim diyceeem ııh yok demiyorum ilginç bir tez konusu olabilir
    sosyolog arkadaşların dikkatine :D

    YanıtlaSil