10 Mayıs 2009 Pazar

Anneler günü


Amerika'da 1908 yılında Anna Jarvis isimli bir hanım kişinin, annesini kaybettikten sonra önce kendi çapında, daha sonra kongrenin onayı ile ülkesinde bu gün kutlanmaya başlanmış. Bu kadarla da kalmamış, domuz gribi gibi tüm dünyaya yayılmış.
.
Bana öyle geliyor ki Anna Jarvis annesine; yaşadığı sürece hak ettiği sevgiyi, ilgiyi gösterememiş, yani açıkçası hayırlı bir evlât olamamış. Gecikmiş bir vicdan hesaplaşması günüdür belki de O'nun için bu gün. Keşke ve anne sözcüklerini yanyana getirip getirip yandığı gündür. Belki de tam tersi.
.
Her nedense benim bu kutlanan günlerle bir zorum var. Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü... Bana çok yapay geliyor. Ayrıca, ''biri yer biri bakar'' durumu hiç hoşuma gitmiyor. Küçük yaşta annesini, babasını kaybetmiş çocuklar için ne büyük ızdıraptır bu günler. Üstelik tek bir günle de kalmıyor. Haftalar öncesinden vitrinler süsleniyor, sarmaş-dolaş anne çocuk reklamları sanki bu küçücük yüreklere nispet yapıyor ''Senin annen vaar mı?'' der gibi. Bu işkence değil de ne?
.
Nedense bu tür antikalıklar hep Amerika'nın başının altından çıkmış. 1900 lü yılların başında habire gün icad etmişler. Kabul günü de onların buluşu mu bilemeyeceğim ama önümüzdeki ay içinde babalar günü kutlanacak. Binlerce şehidimizin minicik yavruları çiçekleriyle kabristanları dolduracak.
.
İçinde ana, baba ... sevgisi taşıyan bir çocuk, bunu göstermek için arkasından iteklenmemeli. Sevgi, saygı; cıcılı bıcılı bir kâğıda sarılıp kurdelelerle süslenmiş bir paket değildir. Bunu sadece bir gün göstermek de yetmez.
.
Sevenleriniz bol olsun.

1 yorum:

  1. Ne kadar da güzel yazmışsınız, kaleminize sağlık. Her kelimenizin altını kalın çizgilerle çiziyor, bir de ben imzamı atıyorum. İşin tuhaf yanı aynı fikirde olan çok fazla insan var, ama bu, çok daha fazlasının "sevgi" nin sırtından milyarlarca lira kazanmasını engellemiyor.

    YanıtlaSil