14 Temmuz 2009 Salı

Son akşam yemeği


İYİNİN DE KÖTÜNÜN DE YÜZÜ

Leonardo Da Vinci ''Son Akşam Yemeği'' tablosunu yapmaya karar verdiğinde, iyi ve kötü kavramlarını aynı tablo üzerinde nasıl göstereceği sorunuyla karşılaşmıştı. Çünkü tablonun hem etkili hem kolay algılanabilir olmasını istiyordu. Kısa bir değerlendirmeden sonra iyi için İsa'yı, kötü için ise Yahuda'yı simge olarak kullanmaya karar verdi.Böylece mesajını daha canlı ve insan belleğinde daha derin iz bırakacak biçimde iletmiş olacağına kendini inandırdı.
.
Kötülüğün simgesi olarak Yahuda'yı seçmesinin bir nedeni vardı elbette; çünkü Yahuda son akşam yemeğinde İsa'ya ihanet etmeye karar veren ve İsa'nın 12 yakın havarisinden(takipçisinden) biriydi.
.
Leonardo aradığı modeli bulmak için pazar yerlerini, meydanları dolaşıyor, konserlere gidiyordu.Zaman akıp gidiyordu. ''Son Akşam Yemeği'' üzerine çalışmaya başlamasının üzerinden üç yıl geçmişti. Tablo neredeyse tamamlanmak üzereydi; ancak Leonardo, Yahuda için kullanacağı modeli bir türlü bulamıyordu. Öte yandan çalıştığı kilisenin kardinali, tabloyu bir an önce bitirmesi için kendisini sıkıştırıyordu.
.
Bir gün, kaldırım kenarına yığılıp kalmış bir adama rastladı. Adam erken yaşlanmış, paçavralar içinde, kendinden geçmiş sarhoş bir durumdaydı. Hemen yardımcılarını çağırdı ve güç bela adamı kiliseye taşıdılar.
.
Zar zor ayakta duran adam neden kiliseye getirildiğini anlayamamıştı bile. Ancak kendisinin sokaktan kaldırılıp buraya taşınmasını isteyen kişiyle karşı karşıya olduğunun ayırdındaydı. Kim olduğunu bilmediği bu gür sakallı adamın sıksık kendisine baktığını ve önündeki dört köşe bez parçasına bir şeyler çiziktirdiğini de görebiliyordu.Zavallı adam başına neler geldiğini anlamamıştı. Paçavralar içinde yarı sarhoş, yarı şaşkın durumda beklerken Leonardo onun yüzündeki inançsızlığı, suçluluk duygusunu, bencilliği, tabloya geçiriyordu. Titizlikle işini bitirmeye çalışırken sarhoş adam kendine gelmeye, etrafında olan biteni anlamaya çalışıyordu.
.
Ayılan model Leonardo'nun yapmış olduğu tabloya baktıkça farklı duyguları birarada yaşamaya başlamıştı. Bir yandan şaşırıyor, bir yandan da hüzünleniyordu.Gözleri sulanıyordu. Resmin buğulu görüntüsü ve büyüleyici gücü karşısında derinden etkileniyordu. Çünkü bu tabloyu daha önce görmüştü. Hüzün dolu bakışlarını büyük ressamın gözlerine çevirerek ''Ben bu resmi daha önce gördüm'' dedi. Leonardo şaşırmıştı.''Ne zaman, nerede?'' diye sordu.
.
Adam anında yanıt verdi:'' Üç yıl önce '' dedi.
.
Geçmiş yaşamının tatlı anıları bilincinde giderek daha açık bir biçimde canlanıyordu:''Elimde avucumda olanı daha kaybetmemiştim''dedi. ''O zamanlar bir koroda şarkı söylüyordum.Ben ayırdında değildim; ama bir ressamın dikkatini çekmiştim.İşte o ressam sonra bana gelip bir resim yaptığını ve ''İsa'nın yüzünü çizmek'' istediğini söylemişti. Kendisine model olmam için beni atölyesine davet etmişti'' dedi.
.
Sonunda boğuk bir ses tonuyla sürdürdü sözlerini:''ŞİMDİ ANLIYORUM Kİ İYİNİN DE, KÖTÜNÜN DE YÜZÜ AYNIYMIŞ; HERŞEY İYİNİN VE KÖTÜNÜN İNSANIN YOLUNA NE ZAMAN ÇIKTIKLARINA BAĞLIYMIŞ MEĞER...''
.
Yazı Bütün Dünya dergisinden alıntıdır.
.
*Yollarımıza hep iyiliklerinin çıkması dileğiyle*

1 yorum:

  1. İsa ve Yahuda

    Aynı bedende iki farklı yüz, iki farklı ruh.
    Büyük gözlemci Leonardo ayırt edememiş. Bunun üzerine ne söylenebilir ki...

    Belki de iyi ile kötüyü resmetmek için iki ayrı insan aramaya hiç de gerek yoktu. Boşa çaba, boşa vakit kaybı idi belki. Kim bilir?...

    YanıtlaSil