15 Ocak 2009 Perşembe

Ben ne kastederim, sen ne anlarsın.


*Düşündüğümüz, *söylemek istediğimiz, *söylediğimizi sandığımız, *söylediğimiz, *karşımızdakinin duymak istediği, *duyduğu, *anlamak istediği, *anladığını sandığı, *anladığı . . . arasında farklar vardır.

İşte bu nedenle, kişilerin birbirlerini yanlış anlamaları için hemen her zaman, ortada en az 9 olasılık vardır.**SYLVİANE HERPİN

Yine sevdiğim bir sözü sizlerle paylaşmak istiyorum. Evet, çok konuşuyoruz, çok dinliyoruz da; sözlerimiz kulaklarımıza anlam kaybına uğramadan ulaşabiliyor mu?

Her canlı türünün, aralarında anlaşabilecekleri bir dili ve davranış biçimi var; insanlar hariç. Doğadaki birçok hayvanın,ses tonundan veya duruşundan ne demek istediğini bizler bile anlarız. Çünkü hayvanlar,saftır, doğaldır. Duyguları ile haykırışları ya da vücut dilleri birbirini tamamlar. Açsa açlığını, toksa tokluğunu dile getirir. Tok görünümlü aç bir hayvan görmedim bugüne kadar. Kızgınsa dişini gösterip hırlar, mutluysa sevgi dolu mırıltılar, hırıltılar çıkartır. Bunu başka türlü anlamlandırmak olanaksızdır.

Yukarıdaki sözü tane tane okuyup, biraz üzerinde düşünecek olursak; sorunun yine biz insanlardan kaynaklandığını hemen saptayabiliriz. Çocuk yıllarımızda severek oynadığımız bir oyundu: ''Kulaktan kulağa.'' Bu bile diğerimizi yeterince duyamadığımızın, anlayamadığımızın bir göstergesi değil midir?

Çoğunlukla, düşünmeden konuşuruz. Hepimizin alışık olduğu sözlerdir;''Ay ağzımdan kaçıverdi'', ''Dilim tutulsaydı da söylemeseydim'', ''Ben gerçekten böyle mi dedim?'' .....Demek ki; söylenmek istenenle söylenen farklı farklı şeyler. Umursamadan, anlamından uzak kelimeler saçıyoruz dört bir yana.

Oysa tek bir söz (yanlış anlaşılan veya anlatılan) en güzel dostlukların katili olabilir.

Sağlık ve huzur dileklerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder